Kitap Çevirileri


Uzun süredir okuyacağım kitapların çevirmenlerine dikkat etmeye başladım. Kitapçıda alacağım kitabı incelerken çevirmeninde geçmişini okumaya başladım. Bir eseri yazarından sonra rezil de eden vezir de eden çevirmenidir. Bana göre kitabın hayata geçirilmesinde çevirmenin önemi çok büyük. Okuduğum kadarıyla son zamanlarda her dil bilen çeviri yapmaya kalkıyor ve maalesef herkes bu işi beceremiyor. Çeviri yapmak için o dilin gramerini, kelimelerini ve deyimlerini bilmek yeterli olmuyor. Bir dili konuşabilirsiniz, yazabilirsiniz ama bu bir kitabı tercüme edebilmeniz için yeterli değildir. Çeviri yapılan her iki dilinde girdisini çıktısını çok ama çok iyi bilmek gerekiyor. O dilin geldiği kültür, gelenekleri görenekleri, tarihi, psikolojik ve sosyolojik yapısı vs. bile tercümede önem kazanıyor.

Bazı kitaplarda anlamak için bir cümleyi iki kere okuduğum olmuştur. Ne yani ne demek bu böyle diye. Cümle kurmak yerine kelimeleri sıralayıp cümleyi okuyucuya bırakan kitaplarda okumaya çalışmadım değil:) 

Bunların yanı sıra zevkle okuduğum çok fazla kitap var. Mesela Carlos Ruiz Zafon'un Rüzgarın Gölgesi, Joanne Harris Böğürtlen Şarabı, Kate Moss Tapınak, Paulo Coelho Brida, son okuduklarımdan Grangé Şeytan Yemini, ilk aklıma gelenler. Bu liste yazdıkça uzar. 

Sabit Fikir Neil Gaiman'ın Yıldız Tozu adlı kitabının çevirisi ile ilgili bir yazı yayınlanmış: Yıldız Tozu Türkçede dağılıyor mu? başlığı altında. Kitabın özensiz çevirisinin kitabı ne kadar sıkıcı hale getirdiğini yazıyor... 

Kötü çevirilerden şikayetçi olanlara...


Yıldızın tozu Türkçede dağılıyor mu?


Sanırım böyle şahane bir kitabı böyle bir Türkçe’yle basmak Türkiye’deki “çok satan” kitap anlayışından kaynaklanıyor. Sanki bestseller okuyan okur kitabın diliyle, edebi değeriyle hiç ilgilenmiyormuş gibi.
Neil Gaiman kimdir? Önce buradan başlayalım: Neil Gaiman 1960 İngiltere doğumlu, bir sürü kitabı ve pek çok ödülü olan, şu sıralar Amerika’da yaşayan ve Amerika’da da Avrupa’da da oldukça kabul gören, hatırı sayılır bir okur kitlesi olan bir yazar. Bir bilimkurgu ve fantezi yazarı. Bilirsiniz, bilimkurgu zor zanaattır. Bilimkurgu ve fantastik romanların okuyucusu da ayrıdır, yazarı da. Edebiyat metinleri içinde belki de en karakteristik türlerden biridir bilimkurgu. Sizi bu dünyadan alır, bir başka dünyaya savurur. O yepyeni ve hayaller içindeki dünyada her şey size gerçek görünür ama. İyi bir bilimkurgu romanı okuyorsanız, hikayeden şüphe etmezsiniz. Hayal dünyası içinde de olsa ayakları çok sağlam bir şekilde yere basmak zorundadır bilimkurgu yazarının. Bu yüzden de, yineleyelim, bilimkurgu zor zanaattır. Ve çok kıymetli bir edebiyat eseridir bu yüzden.

Ama Türkiye’ye gelince işler değişir. Bilim kurgu ve fantezi romanları Türkiye’de genellikle yalnızca “bestseller”lar olarak görülüyor belli ki. Neil Gaiman’ın Yıldız Tozu isimli başyapıtı da bu yüzden Türkçe çevirisinden okunduğunda hiç de bir “başyapıt” gibi gelmiyor okura. Yalnızca “çok satan” bir kitap. Ve çok satan kitapların kaderini belirleyen yayıncılar, anlaşılan o ki, bu kitapların taşıdığı edebi değere pek de önem vermiyorlar. Çünkü çok satan bu tür kitapların çevirileri genellikle kötü, şanslıysanız “şöyle böyle” oluyor.

Neil Gaiman’ın İthaki Yayınları’ndan çıkan Yıldız Tozu isimli romanı şanslı çeviriler arasında bile değil.  Kitabı büyük bir hevesle alıyorsunuz ama daha ilk sayfalardan canınızı sıkmaya başlıyor. Çünkü belli ki yapılan çeviri ikinci kez okunmamış bile. O denli özensiz. Cümleler baştan savma, bazı cümlelerin yapısı bozuk... Burada tabii ki suçu çevirmende değil yayınevinde aramak gerekiyor. Neil Gaiman gibi önemli bir yazarın en önemli eserlerinden biri sayılan bir romanı nasıl bu kadar özensiz bir çeviriyle basmışlar, benim aklım almıyor.

Yazının devamını okumak için linki tıklayınız...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder