SON AV JEAN-CHRISTOPHE GRANGE

 Grangé...Polisiye denince ilk aklıma gelen...En favorim... Tabiki zevkler ve renkler tartışılmaz. İçinizde Jo Nesbo diyen de çıkabilir, Dan Brown da Tess Gerritsen'de.. Hiç birine itirazım yok. Hepsi zevkle okuduğum birbirinden güçlü kalemler ama Jean-Christophe Grangé'nin yeri ayrı bende.

Türkiye'de yayınlanan tüm kitaplarını okudum diyebilirim. Son yayınlanan Küllerin Günü'nü incelerken  2020 Şubat'da yayınlanan Son Avı kaçırdığımı fark ettim..Nasıl gözümden kaçmışsa :) Neyse ikisini de alıp bir solukta okudum ama blogu her zamanki gibi ihmal ettiğim için ancak yazma fırsatı bulabildim. 

Grangé sevme nedenlerimden biri hatta en önemlisi bir çok kitabında mutlaka geçmişten, tarihten esintiler olmasıdır.

Taş Meclisi'nde olduğu gibi Şamanların dünyasını anlatır. Parapsikloji, mucizevi tedaviler, telepatik güçler ile polisiyeyi birleştirir. 

Şeytan Yemini'nde Ruhban okulunun gizemli koridorlarından Vatikan'a götürür okuyucularını...18.yy daki bir saat evinden ve bununla ilgili efsaneleri anlatır. 

Hikayelerini tarihle harmanlaması en çok sevdiğim yönüdür.. Akıcı yazım tarzı da ayrı ama  uzun süredir kitaplarının çevirisini yapan Tankut Gökçe'nin başarısını da yazmadan geçmemek lazım.. 


Son Av'a gelince..  Fransa Almanya sınırında işlenen bir cinayetle başlıyor. Almanya'nın en varlıklı ailelerinden biri olan Geyersbergler'in veliahlarından Jürgen'in her yıl yapılan geleneksel sürek avında ölü bulunmasını araştıran Komiser Niemans ve yardımcısı Ivana henüz ilk cinayetin ipuçları peşinde koşarken Jürgen'in kuzeni Max'ın ölüm haberini alırlar. 

Üst üste gelen iki cinayet ailenin varislerini kimin yok etmek istediği sorunu akla getirir. Komiser Niemans ailenin geçmişini araştırmaya başlar. Geyersbergler'in toprağında saldırıya uğrayan çingene kızı, Laura ve Jürgen'in annesinin intiharı, amcaları Franz'ın gençliğinde başına gelen ve tekerlekli sandalyeye bağlı kalmasına neden olan kaza, kökleri Nazilere dayanan Kara Avcıları, yıllar önce soyları tükendiği söylenen röetken cinsi köpeklerin aileye ait ormanda ortaya çıkması ve soybilimci Czukay'ın hayatına mal olan aile ilgili ortaya çıkardığı gerçekler ve Jürgen'in kızkardeşi Kontes Laura...

Niemans ve Ivana tüm gerçekleri bir bir ortaya çıkarırken Alman meslektaşları ile de cebelleşmek durumunda kalırlar. Bu kadar gerilimin içine sonu gelmese de aşk eklemeyi de ihmal etmemiş Grangé.

Henüz okumayanlar varsa tavsiye ederim Son Av'ı...Her zaman ki gibi sürükleyici...

Ayrıca bu kitabında neredeyse her iki sayfada bir  Volvo'dan bahsetmesi de dikkatimi çekti. 

"İsveç tuğlası"

"Şimdi aziz ve kutsal Volvo'yla Bad Krozingen yönüne yol alması.."

"Herhangi birinin Volvo'suna bu tür saygısızlık yapmasına.."

Sponsorluk mu almış acaba diye düşünmeden edemedim:)  Aldıysa da iyi yapmış..Volvo da iyi araba hani. Yakışır Grangé...

Bol kitapla, sağlıkla, sevgiyle ve mutlulukla kalın...📖📚💖