BİRAZ DA HAYYAM:)





Tanrım ben sana anlatayım, dinle;
Sırrınla ilişkin iki üç kelime;
Sevgiyle yarattın kara topraktan;
Girdik, gene sevginle yerin dibine.

Her gün diyorum, etmeliyim içmeye tövbe.
Bardakta dolup taşmış olan badeye tövbe.
Lakin bakarım, her yana gül mevsimi gelmiş;
"Tanrım, edeyim bari" derim, "Tövbeye tövbe".

Perdede oynuyoruz; kuklasıyız feleğin.
Sözlerimin tümü gerçek, şaka bellemeyin.
Eğlene oynaşa bir gölge misali kayıp
Peşpeşe girmedeyiz sandığına ecelin.

İşin aslını anla bir, evlat.
Gamı boşla da bir yana fırlat.
Feleğin bir oyuncağıyız biz;
Her solukta otur da keyif çat.

Daha ben doğmadan evvel karılırken hamurum,
Kattılar fitne, fesat yoğrulurken çamurum.
Değişik özde bir insan olamam, elde değil.
Böyle çıktım kalıbımdan, niye olsun umurum!

Sohbeti hoş dosta feda olayım.
Bassa başım üstüne, hoş tutayım.
Ham sofu karşında iken hala,
"Nerde cehennem" diye sorma, bayım!

Tanımazken şu hayat çarkını sen.
Çözemezsin ölüm esrarını sen.
Kavramazken bu günün anlamını,
Ne bilirsin ölümün ardını sen?

Sünneti geç, farzı da bir yana ser.
Kıs azıcık lokmanı, yoksula ver.
Kırma gönül, gıybete sapma sakın;
Cennete girdin bile, müjdemi ver.

İçiyorsak a yobaz, horlama ters bakma bize.
Sen yüzerken nice bin hile, dolanlar üzre.
"İçki içmem" diye tafran ne, övünmen ne?
Yüz haram lokmayı yut, sonra sataş içkimize.

Diyelim, sen Türkiye, Çin ve Mısır sahibisin.
Sana uyruk, hükmüne bağlı şu dünya dediğin.
Uçacaktır hepsi inan, kalan ancak payına.
İki arşın toprak ile iki arşın kefenin.

Ömer Hayyam İran'lıdır. (Nişabur).

Evreni anlamak için, içinde yetiştiği islam kültüründeki anlayıştan uzaklaşarak, kendi akıl yürütmeleri ile yarattığı dörtlüklerle eşine az rastlanır edebi bir başarı yakalamıştır.

Rubailerinde dünya, Allah, var oluş, toplum, devlet gibi hayata ve insana dair yazmıştır ve bütün dünyada yüzlerce çevirisi bulunmaktadır.
Yukarda yazmış olduğum Rubaileri Rüştü Şardağ çevirisi olup MEB'in 1990 yılında basılmış olan "Rubailer" kitabından alınmıştır.