TRENLER ANILARDAN GEÇER...



Trenler anılardan geçer...Trenler ve anılar...Benim için birbiriyle çok bağdaşan iki kelime olmuştur her zaman. Çok ama çok severim tren yolculuklarını ve garları. Hele ki eski olanlarını. Yurt içi, yurt dışı bir çok yerde nereye gittiğinin hiç önemi olmadan sadece trene binmek için uğradığım ve birkaç istasyon sonra inip tekrar geri döndüğüm yerler bile olmuştur hayatımda. Hatta yazın okuduğum Paula Hawkins'in Trendeki Kız romanında kendimden çok şey bulmuştum. Okuyanlar bilir; hani şu trende giderken evlerin içine bakıp orada yaşayanlar için kafasında kendi hikayeleri yaratan kız gibi. Ben de geçip giderken çok hikayeler uydurmuşumdur kafamdan. Belki bir çoğunuzda aynı duyguları yaşamışsınızdır.

Aslında bugün burada İstanbul 9.Sahaf Festivali ile ilgili yazacaktım ama..Olmadı..Olamadı..Kaç gündür elim gitmedi bir şeyler yazmak için...


Her sene önümüzdeki yıl artık gitmem dediğim fuara bu yıl da gittim. Giderken bu kez aklımda bir kitap yoktu. Biraz geçiyordum uğradım gibi oldu. Stantlar arasında gezerken gözüm bir kitaba takıldı. Trenler Anılardan Geçer...Hani şu çok güzel ama çok güzel kitaplar yayınlayan ama sadece ve sadece doktorlara ve okul kütüphanelerine verip yalvarsanız yakarsanız da, ücreti neyse veririm deseniz de vermeyen, göndermeyen  Novartis  Kültür Yayınlarının kitabı. Bildiğiniz Novartis İlaç. ( Bu arada böyle yaptıklarını Yalnızın Işıkları Deniz Fenerleri kitaplarını almak için defalarca kendilerini aramam sonucu nuh deyip peygamber dememeleri ama azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz kuralının arkasından giderek kitabı bir şekilde elde etmemden biliyorum. Bahsettiğim kitap Türkiye'deki deniz fenerlerini birbirinden güzel görselleriyle anlatan en güzel kitap. Bu güne kadar farklı kitaplar da yayınlandı ama bana göre en başarılısı diyebilirim. Benzer örneğini görmedim. Benim gibi deniz feneri tutkunlarına duyurulur.)

Neyse gelelim kitabımıza. Oturdum incelemeye başladım. Nereler yok ki...Hepsi birbirinden güzel garlar, trenler...Anı dolu, hüzün dolu, mutluluk dolu, kavuşma dolu, ayrılma dolu...Günün birinde bunlar yalnızca fotoğraflarda kalacak diyerek aldım.


Dört gündür kitabın 128. sayfasına takıldım kaldım. Ne zaman açsam gözlerim yaşarıyor. Boğazıma bir şeyle düğümleniyor. Oysa o gün eve geldiğimde kendime bir yorgunluk kahvesi yapıp ne kadar keyifle bakmıştım sayfalarına...Nereden bilebilirdim o sayfalara bir kaç gün sonra hüzünle bakacağım ve 128. sayfanın kararacağını.

O günde trenler geçti bu ülkede...Geride acı anılar bırakarak süzülüp gittiler rayların üstünden...Bu kez hüzünlü tren düdüklerinin yerini çığlıklar aldı. Bir çok anne, baba, genç için son istasyon oldu Ankara Garı...

Trenler anılardan geçer...Kapkara...




Ne güzel insanlar, ne değerler kaybettik o korkunç patlamada...Hiçbiri sıradan bir rakam değil...Hepsi ayrı bir yaşam hikayesi...Ne umutlar söndü, ne hayaller yok oldu...İnsanlık yok oldu...

Mekanları cennet olsun...