YENİ CİCİLERİM :)

Cees Nooteboom'un Bütün Ruhlar Günü'nünü oldukça uzun bir süre elimde süründürdükten sonra son sayfanın son satırları da okuduktan sonra soluğu kitapçıda aldım. 

Daha kitap bitmeden gözüme kestirdiğim kitaplar vardı ama elindekini bitirmeden almayacaksın dedim kendime. Çünkü alırsam ister istemez gözüm yeni aldıklarıma da kayıyor ve daha biri bitmeden diğeri başlıyor derken ortaya karışık bir durum çıkıyor. Bir kitabın kahramanı diğerlerine karışıyor romantik genç diğer kitaptaki azılı katile dönüşüyor :) Tamam abarttım belki bu kadar olmasa da o kitaptan diğerine merakımı gidereyim derken ortalık karışıyor bazen okumanın zevki kaçıyor. İşte o yüzden biri bitmeden başka almadım zaten artık kütüphanem isyan halinde...Daha ne kadar kitap sıkıştıracaksın bana diye umutsuz gözlerle bana bakıyor ama her defasında yenileri ekleniyor. 



İlk kitabım okumaktan her zaman zevk aldığım Carlos Ruiz Zafon'dan Cennet Mahkumu. Rüzgarın Gölgesi'nin yazarı bu kez 1957 yılı Barcelona'sını anlatıyor. Cennet Mahkumu" Unutulmuş Kitaplar Mezarlığı'nın edebiyat evreninde yer alan Rüzgarın Gölgesi ve Meleğin Oyunu adlı romanların üçüncüsüdür." diyerek başlıyor. Birbirinden bağımsız kitaplar karakterlerle ve ana temayla birbirlerine bağlanıp konu olarak bağlantılar yaratıyorlar. Bakalım bu kitabı da diğerleri kadar sevecek miyim? 

Diğer kitabım yine daha önce okuduğum bir yazarın kitabı. İnci Gibi Dişler'in yazarı Zadie Smith'den "NW Londra". Bu kitabında Smith  dört ayrı kişinin gözünden metropol hayatını anlatıyor. İşin içinde Londra olunca arkamı dönüp gidemedim onuda okuma listeme ekledim. 

Üçüncü kitabımda arkeolog Ruth Galloway'ın maceraları var. "Bataklığın Kayıp Tanrıları" Ruth kendi halinde yaşamını süren bir arkeologdur. Dedektif Nelson'un kapısını çalması ile kendini kayıp çocuk davalarının içinde bulur ve bu olayların antik dönemlere ait bazı inanışlarla gizemli bir bağı olduğunu da keşfeder. İlginç bir konuya benziyor. Elly Griffiths tarafından yazılmış kitap Martı yayınlarından çıkmış. 



Ve son kitabım Suat Derviş'ten..."Suat Derviş... Bir Türk Gotiği" olarak başlıyor sunuş yazısı. Yazarın dört romanını bir arada sunmuş İthaki Yayınları okuyucularına. Kara Kitap, Ne Bir Ses Ne Bir Nefes, Buhran Gecesi Ve Fatma'nın Günahı...Hayaletler, fırtınalı geceler, eski evler ve doğa üstü güçler...Umarım beklediğim gibi çıkar Kara Kitap.

İşte yeni cicilerim. Hangisinden başlayacağıma daha karar veremedim ama Bataklığın Kayıp Tanrıları önce ben diye fısıldıyor galiba...