YAĞMURLU VE ŞEMSİYELİ BİR GÜN:)


Dün gece elimdeki kitabı bırakıp uyumadan önce bir süre sessizlikte cama çarpan yağmur damlalarını seyrettim. Huzurun sesiydi kulağıma gelen. Sokak tek tük geçen araba farlarının ışığında pırıl pırıl parlıyordu. Yer yer oluşan su birikintileri bir gölgeyi andırıyordu ıssız sokakta. Oluklardan nazlı nazlı süzülerek inen sular beni uykunun en koyu derinliğine, rüyaların kuytularına sürükledi.

Sabah dışarı çıktığımda elinde şemsiyeyle yürüyen insanları görünce ki buna bende dahilim aklıma Mary Poppins filmi geldi. Hani şu şemsiyeli sihirli uçan dadı.

Film 1910 yılının Londra'sında geçiyordu. Banks ailesinin iki yaramaz çocuğuyla başa çıkamayan dadıları evden kaçınca aile gazeteye yeni bir dadı bulmak için ilan verirler. Eve gelen dadı adayları tuhaf bir biçimde rüzgara kapılarak giderlerken Mary Poppins Banks ailesine gökyüzünden iniverir ve çocukların yeni dadısı olur. Bir parmak şıklatmasıyla odayı toplayabilen, şemsiyesini açarak uçabilen bu sihirli dadı çocukları bambaşka büyülü bir dünyaya doğru yolculuğa çıkarır. Müzik ve danslar eşliğinde bu büyülü dünyada eğlenen çocuklar büyüklerini yaptıkları yolculuğa inandıramazlar ve film böyle devam eder.



Sonra aklıma çok sevdiğim şarkılardan biri geldi. Singing in the rain. Gene Kelly'nin yağmurun altında şarkı söyleyerek dans ettiği meşhur film. Bir yağmur klasiği. İçimden avazım çıktığı kadar şarkıyı söyleyerek ve çocuklar gibi su birkintilerinin tam ortasını hedefleyerek şehri kaplayan gri bulutların altında diğer şemsiyelerin arasına karışıp yürümeye başladım.


"I'm singing in the rain
        Just singing in the rain
               What a glorious feelin'
                               I'm happy again"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder