Özgür Edebiyat, Kafe Kafka ve Ben

Artık iyileştim diyerek ilacı yarıda kesmemin sonucunda tekrarlayan hastalıktan kurtulur kurtulmaz kendimi dışarı attım.


Özgür Edebiyat'ın Mayıs-Haziran sayısının sayfalarında kahvemi yudumlayarak keyifle dolaşmak üzere Kafe Kafka'ya gittim. Hava mis gibi, güneş tüm şehrin üzerinde pırıl pırıl parlıyor ama yakmıyor, bunaltmıyor. Karşımda Marmara Denizi, Ahırkapı Feneri, Topkapı Sarayı, Ayasofya ve tüm güzelliği ile Haydarpaşa Garı.
Kendimi bir anda Atilla Birkiye'nin 'Sütun bacaklar İyonyadan olmalı' şiirinin içinde buluyorum.

'En çok yaşlı istasyonları seviyorum büyük taşlı duvarlar
merkezden uzak yalnızlığın ıslığı dört bir yanda asılı kalmış'
.......
......
'birden düşülkesi kuruluyor etrafımda mavi sarmalıyor beni'

Tepemde bağrışarak uçuşan bembeyaz martılar ve Marmara'nın masmavi sularında bir karşı yakaya bir bu yakaya gidip gelen şehir hatları vapurlarıyla.Ve kahvemden bir yudum alıyorum. Oooo mis gibi...


Sonra  Howard Nemerow'un şiirine rastlıyorum.  Yaparak Öğrenmek;

'Kapımın önündeki ağacı kesiyorlar,
Elektrikli testere köpek gibi hırlıyor,
İnliyor ve domuz gibi hırlıyor,
........
Güneşin ve yağmurun altında yüzyıl dayandıktan sonra
Bir sabah gözünü açtığında yerinden sökülmek,
Birer birer parmaklarının sonra kollarının koparıldığı görmek...'

Birden aklıma yıllardır Dolmabahçe'yi sarıp sarmalayan ağaçların mantar hastalığı yüzünden kesilmesi geliyor.
Bulutlar çöküyor üzerime, yüzüm gölgeleniyor. Bir yudum daha içiyorum kahvemden. Bu sefer tadı acı geliyor.

Bir hareketlenme oluyor masada. Adnan Özer, Atilla Birkiye ve Metin Celal'le 'Yazarın Masası'na oturan Behçet Çelik yazmak bana çok şey kazandırdı diye anlatmaya başlıyor çocukluk ve gençlik yıllarından başlayarak yazım hayatını.

Onların sohbeti devam ederken Özdemir İnce 'Ne var ne yok' diye soruyor. 'İlhan Berk ve Ece Ayhan İşleri' diyorum gülümseyerek.

Tam bu sırada;

'Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!

diyerek 'Nazım Hikmet İstanbul'da' yazısı dökülüyor Atilla Birkiye'nin 'Kalemin Ucu'ndan. Onu da zevkle okuyorum. Son yudumumu da içtikten sonra devamını evde okumak üzere bay bay diyorum Kafe Kafka'ya, Haydarpaşa'ya, şehir hatları vapurlarına, Marmara Denizi'ne... Daha okunacak çok şey var...Can Yücel'in şiirleri, Melih Cevdet Anday'ın şiirinin genel çizgileri, Amin Maalouf, Erotik e-kitap, hikayeler, şiirler...

Onları da eve bırakıyorum gecenin sessizliğinde okumak üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder