Beyaz Uykusuz Uzakta...




Cuma günü Cemal Süreya'nın "Beyaz uykusuz uzakta" diye söz ettiği, Türkiye'nin ızgara plan  üzerine kurulan ilk planlı, Baltık mimarisinin tipik izlerini taşıyan şehri Kars'a gitmek üzere yola çıkıyoruz. 

Gitmeden önce YKY yayınlarından Kars ve Heyamola yayınlarından çıkan Ludmilla Denisenko'nun Böyle bir Kars kitaplarını bitirmeye çalışıyorum. Denisenko ailesinin geçmişini dolayısıyla Kars'ın eski günlerini anlatmış kitabında. Adım adım gezdiriyor okuyucularını Kars'ın karla kaplı caddelerinde. Onun Kars'ını bulamayacağım kesin ama yine de şehrin bana geçmişten çok güzel hikayeler fısıldayacağından eminim. 




“insan yaşlandıkça kurtulur” demiş birisi
korkudan belki yılgınlıktan ve başka bir şeylerden

oysa yaşlandıkça bulunur mavinin en iyisi
akasya çürür tren hızlanır eller ufalır gibi
kim yitirir sözgelimi bir başkasının bulduğunu
evet kim yitirir kim bulur
herhangi bir akşam alacası değil ki bu

imdi ey kış diyorum seni de orda geçirseydik
kim düşünecekti bu kumsalda
sabahın tanıksız kendi kendine olduğunu

“oysa” diyor birisi
sabah yeniden hatırlamadır yaşamayı”
bana kalırsa “oysa” diyenlerden hep korkmalı
“oysa ölüm var” da diyebilir aynı kişi

Turgut Uyar

Karlı Bir İstanbul Günü



Beklenen oldu ve İstanbul'a yılın ilk karı yağdı. 

Hava buzzzz gibi. Kar taneleri gökyüzünde nazlı nazlı süzülerek İstanbul'u beyaza boyuyor.

Motor buz mavisi denizin üzerinde ilerlerken camın kenarına oturmuş boğazı seyrediyorum. 


Köprü kar bulutunun ardında saklamış gibi. Martılar bu kez karlarla vals yapıyor. 

Herkes atkılara, berelere bürünmüş. Eller ceplerde hızlı hızlı yürünüyor. Bir an önce varmalı gidilecek yere. 

İstanbul caddelerinde yine her sene ki kar kaosu yaşanıyor. Kazalar olmuş, yollar tıkanmış, sinirler gerilmiş. Dudaklardan hep aynı cümle dökülüyor : ufacık bir karda ne hale geliyor bu şehir. 

Gün çocukların günü okullar tatil olmuş. Kar yağıyor bir de okullar tatil olsa derken o da olmuş. 

Kedi apartmanın içine kaçmış, kaloriferin üstünde keyif yapıyor. Gelene geçene selam veriyor keyifli keyifli. 



Şehre akşam çöküyor. Sokaklar ıssızlaşıyor. Kar hızını arttırmış yağmaya devam ediyor. Etraf ışıl ışıl. Kış beyazı aydınlatıyor her yeri. Ve kar sessizliği hakim geceye...

Ben ise bir elimde kitabım, diğer elimde sıcacık kahvem dalmışım Ahmet Hamdi'nin hikayelerine. Kaptırmışım kendimi gecenin büyüsüne...