Susanna Tamaro doğaya sığındı

Susanna Tamaro doğaya sığındı

30 Eylül 2011
"Yüreğinin götürdüğü yeri" buldu

Türkiye'de “Yüreğinin Götürdüğü Yere Git” isimli romanıyla kısa sürede geniş bir okur kitlesine sahip olan İtalyan yazar Susanna Tamaro “hurriyet.com.tr”nin sorularını yanıtladı. İtalya'daki kır evinde huzuru bulan Tamaro, günümüzün edebiyatına da, teknoloji çılgınlığına da mesafeli duruyor.

 Yeni “e- hayatlar” hakkında ne düşünüyorsunuz? Sanal bir dünyada duyarlı ve duygusal kalmak mümkün mü?
Böyle bir dünyada insani duyguları koruyabilmek sanırım oldukça zor. Belki sadece bunun dışında olanlar, sanallaşan ve gittikçe soyut bir hal alan bu yeni hayat tarzının sınırlarını ve tehlikelerini açıkça görebilir. Ben, köyde yaşadığım için teknolojiyle pek fazla bir ilişkim yok. Doğam gereği insanlarla birlikte yemeyi, onlara dokunmayı, konuşmayı severim, ama teknolojinin ilişki kurmak için önemini yadsımıyorum. Ancak bu da bir ılımlılık çerçevesinde yaşanmalı, çünkü sadece "online" kalan ilişkiler sonunda gerçek dışı olmaya mahkumlar.

Böyle bir dünyada yazmak zor olmuyor mu?
Elbette zor oluyor. Bunun özellikle iki nedeni var. Birincisi, yazmak son derece yoğunlaşmak isteyen bir işken günümüz dünyası bu konsantrasyona izin vermiyor. Öte yandan, yazmak -en azından benim anladığım şekliyle- insanın karanlık yönünü deşmek anlamına gelir ki, çağımız bu derinliği hiç sevmiyor. Günümüzde, insanın bilimsel denetime ve yönteme gelmeyen böyle gizemli bir yanı olduğu kabul edilmek istenmiyor.

Kitabın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Örneğin, Umberto Eco e-kitabın gerçek kitabı asla yenemeyeceği görüşünde. Ona katılıyor musunuz?/_np/2849/14552849.jpg
Umberto Eco’nun görüşüne tamamıyla katılıyorum. Kitap, yeri doldurulmayacak bir nesnedir. E-kitap çok rahattır. Ben de yolculuğa çıktığımda kilolarca kitap taşımak yerine yanıma bunlardan bir tane alıyorum, ama gerçek bir kitapla e-kitap okumak arasında fark var. Bazen bana imzalatmak için getirdikleri bir kitaba bakıyorum da, sanki binlerce meydan muharebesi yaşamış gibi görünüyor. Kahve lekeleri, domates sosu lekeleri, altı çizili satırlar, kenara alınmış notlar... İşte bu kitaplara bayılıyorum, çünkü okurun hayatını paylaşmış oldukları belli. Oysa elektronik kitap böyle bir şeyi asla yaşayamayacaktır.


Haber detayları için linki tıklayabilirsiniz...

http://bit.ly/rb0Dkq

İSKOÇYA SOKAĞI 44 NUMARA


Veee bitti. Okudum ve diğerleri gibi kütüphanedeki yerini aldı.

Alexander McCall Smith şöyle diyor kitabın önsözünde 'İskoçya Sokağı 44 Numara'da yapmağa çalıştığım şey Edinburgh'daki hayatla ilgili bir şeyler söylemeye çalışmaktı. Okurlar bu olağanüstü şehirle ilgili son derece tanıdık gelen ama öte yandan gamsız bir kurgu olan hikayelerle karşılacaklar.'

Evet kitap tam da yazdığı gibi. Bazı kitaplarda olduğu gibi şehirle ilgi çok fazla bilgi vermesede o şehirde yaşayan insanların hayatına karıştırmış okuru. Sıradan günlük bir yaşam, abartısız her gün çevrenizde görebileceğiniz insanlar romanın kahramanları. Nefes nefese bir maceranın peşinde koşturmadan, abartısız yazılmış birbirine bağlı okurken sıkmayan öykülerden oluşmuş bir roman. Belki şehirden biraz daha detaylı bahsetseydi daha güzel olurdu diye düşündüm kitabın sayfalarında gezinirken.

İşte dikkatimi çeken bir kaç satır:

"Buradaki herşey cazibesine kapıldığımız insanların eşyalarına atfettiğimiz o garip ayrıcalıklı değere sahiptirler. o kişilere ait olan eşyalar, yalnızca onların oldukları için içlerinde güç biriktiriler. Tılsımlıdırlar. Hatırlatırlar."

"Hayatta hiçbir şey, hemde hiçbir şey, itiraf edildikten veya bir başkasıyla paylaşıldıktan sonra eskisi kadar vahim görünmez."

Okumayı sevenlere tavsiye edilir:)

TV'DE BUGÜN

Bu gün TV5 Monde sabah kuşağında Jardins et Loisirs programını seyrettim. Fransız TV5 kanalının haftada bir kez yayınladığı bahçe programı. Bizim kanallarda böyle programlar olmadığı için ancak yabancı tv'lerde seyredebiliyoruz bu tür programları diyeceğim ama zaten bu tür program yapabilecek park bahçede yok bu ülkede. Ayrıca yapılsada reytingi yerlerde sürüneceğinden 1-2 yayından sonra kaldırılır. Neyse programın içeriği bahçe, ekim, dikim, bitkiler vs. Dünyanın dört bir yanındaki şato, saray veya evlerin bahçelerine gidip sorumluları, sahipleri ile röportajlar yapıyorlar, bitkilerle ilgili bilgi alıyorlar, mevsimine göre ekim dikim bilgileri veriyorlar. Ekime dikime meraklı olmasamda manzaraları seyretmek hoşuma gidiyor doğrusu.

Bugünkü bölümünde yaşlı bir grup insan yine Fransa'daki ufak bir bahçeyi bir akordeonist ve hikayecinin peşinden müzik eşliğinde ziyaret ettiler.
Akordeonist kulağa hoş gelen parçalar çalarken hikayecide müziğin ritmine uygun bir şekilde yarı şarkı yarı şiir o bahçenin hikayesini ve çiçekleri anlattı. Elimde kahvem zevkle programı izlerken aklıma bizim programlar ve onlara katılanlar insanlar geldi.

Yaşıtları Fransa'da müzik eşliğinde bahçe gezerken bizimkiler ise ya Doktorum programında dertlerine derman arıyorlar ya da, kendini daha iyi hissedenler, evlilik programlarında karı-koca:) Ha bir de kavga dövüş yemek programları var. Ben daha güzel yaptım sen daha kötü yaptın...Ayyyy tuzlu buuu...



Geçenlerde bir arkadaşım facede şöyle yazmıştı: TV'deki her kadın programından sonra bir kitap intihar ediyor. Çok doğru dedim içimden. Hemde çok. Sabahın köründe ekranlara çıkıp onun bunun dedikodusu yapıp, duygu sömürüsü ile insanlara yardım edip ve yardım ettiklerinide afişe ederek rezil edip, kadınlara göbek attıran ya da Sherlock Holmes'culuğa soyunan programların yerine daha seviyeli programlar konulamaz mı acaba?

Yoksa toplum olarak bu kadar kalitesiz dizilere ve programlara mı layıkız?
Kimseden 'Sabah Sabah Felsefe' gibi bir program beklediğim yok ama biraz daha eğitici, öğretici programlar yapılsa nasıl olur acaba?

Hiç de fena olmaz, siz ne dersiniz?

1 Milyon Çocuk Burada!




Türkiye’nin en çok tercih edilen çocuk ve gençlik portalı Tipeez.com, iki yıldan kısa bir zamanda 1.000.000 üyeye ulaştı!

Her hafta birbirinden çeşitli aktiviteleri ve eğlenceli sürprizleriyle dijital neslin nabzını tutan Tipeez, hem 18 yaş altı çocuk ve gençlerin, hem de ebeveynlerin ilk tercihi olmayı sürdürüyor. Üyelerinin yaratıcılıklarını ve ifade yeteneklerini geliştirmeye yönelik ödüllü yarışmaları, eğlenceli oyunları sayesinde portal, kısa sürede tam 1.000.000 çocuğun uğrak yeri haline geldi. Gece 22:00’de kapanan sohbet odaları, deneyimli moderasyon ekibi, ebeveyne kontrol yetkisi sağlayan özel sistemi, kaba ve müstehcen konuşmalara izin vermeyen patentli programıyla Tipeez.com’da, birbirinden farklı birçok güvenlik önlemi mevcut.

Çocuk ve gençlere, özenle tasarlanmış güvenli bir ortamda bilinçli internet kullanımı tecrübesi yaşatan portalda sürekli güncel haberlerin yayınlandığı bir haber kanalı da mevcut. Bu haber kanalı aracılığıyla Tipeez, üyelerine haber okuma alışkanlığı kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda gündemdeki gelişmeleri yorumlamaya ve sorgulamaya da teşvik ediyor.

Siz de geç kalmadan Tipeez Dünyası’nı keşfetmek için tıklayın!


Bir bumads advertorial içeriğidir.

DÜNYANIN EN BÜYÜK BATIK GEMİ MÜZESİ

Marmaray'dan dünyanın en büyük batık gemi müzesi çıktı

İSTANBUL (A.A) - Şengül Oymak
22 Eylül 2011
Dünyanın en büyük batık gemi müzesi

Marmaray ve Metro projeleri kapsamında yürütülen arkeolojik kazılar sırasında Yenikapı'da bulunan 36 batık gemiden 35'inin araziden taşınma işlemi tamamlandı. Bizans dönemine ait olduğu tahmin edilen batık gemiler sayesinde İstanbul'da dünyanın en büyük batık gemi müzesi kurulacak.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Sualtı Kültür Kalıntılarını Koruma Anabilim Dalı Başkanı ve İÜ Yenikapı Batıkları Projesi Başkanı Doç. Dr. Ufuk Kocabaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazılarda dünyanın en büyük batık gemi repertuvarına ulaşıldığını belirtti.

Kocabaş, söz konusu gemiler üzerinde 6 seneden beri çalıştıklarını, araziden alınan gemileri kurdukları laboratuvarda incelediklerini kaydetti.

Üniversitenin bu projeyi sürdürmek için bir ana bilim dalı kurduğunu, bu alanda yüksek lisans eğitimi, doktora eğitimi verdiklerini anlatan Kocabaş, 2015 yılında lisans eğitimi vermeyi planladıklarını vurguladı.
Kocabaş, bu işi çok önemsediklerini, ciddiye aldıklarını, projenin devam edebilmesi ve tamamlanması için ikinci jenerasyonu yetiştirdiklerini belirtti.
Haber detayları için linki tıklayabilirsiniz

http://bit.ly/raW5tH