müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sevgililer - Les Biens-Aimés...

Son zamanlarda en sevdiğim filmlerden biri oldu 2011 yapımı Sevgililer filmi. TV yerine sinema perdesinde seyretmeyi tercih ederdim ama kaçırmışım:(

Les Biens-Aimés Paris'te yaşayan Madeleine'in 1964'den 2007 yılına kadar geçen hayatını anlatıyor. 

Medeleine Jaromil adında bir doktora aşık oluyor ve onunla Prag'a gidiyor. Kızları Vera dünyaya geliyor ama bir gece Madeleine aldatıldığını öğreniyor. Kızını da alıp Paris'e geri dönüyor ve bir jandarma ile evleniyor. Yıllar sonra tekrar Jaromil ile karşılaşıyor ve iki adam arasında kalıyor. Tercih yapmak mı? Hayır o tercih yapmıyor her ikisini de idare etmeye başlıyor. Hem kocası François hem de eski kocası Jaromil ile birbirlerinin haberi olamadan birlikte oluyor. Bu ilişikiden bir tek Vera'nın haberi oluyor. Vera ise Londra'da bir bateriste aşık oluyor ama aşkının karşılığını bulamıyor. Bu arada Clement ile fırtınalı bir ilişki yaşıyor ama sonunda ayrılıyorlar ve ayrılığın sıkıntısını atmak için New York'a baterist sevgilisini görmeye gidiyor. Fakat Henderson Vera'yı erkek arkadaşıyla karşılamaya geliyor. Eşcinsel ve aids olduğunu açıklamasına rağmen Vera ondan çocuk sahibi olmakta ısrar ediyor. Henderson'un onun bu isteğini kabul etmemesi Vera'yı bunalıma sürüklüyor ve...



Film boyunca Madeleine ve kızı birbirlerine fırtınalı aşk hayatlarını anlatıyorlar. Kimi zaman eğlenceli kimi zaman hüzünlü sahneleriyle  ve müzikleriyle hoş bir 2 saat 15 dakika geçirttiriyor seyircilerine.

Madeline rolünde Catherine Deneuve, Vera rolünde Chiara Mastroianni çok güzel bir iki olmuş anne kız rollerinde. 

Güzel bir pazar öğleden sonrası filmiydi benim için. Boş vaktiniz varsa kaçırmayın derim...Özellikle anne kızlar birlikte seyredin. Belki sizinde paylaşacağınız bir şeyler olur filmin sonunda...


Çingeneler:)

Tamda okuduğum kitabın üzerine geldi bu müzik. 

"Çingeneler her zaman grup halinde, yüksek sesle konuşarak yürüyorlar. Bir yabancının onların inanışlarını ve geleneklerini anlaması mümkün değil. Dilleri Romanca bile bir gizem. Çingenelerin onları bir zamanlar köle olarak satan Macarlarla uzun ve çatışmalı bir ilişkileri var." diye devam ediyor.

Sanki kitabın satırları arasından çıkageldi çingenelerin bu ezgisi...Ben severim çingeneleri...Ayrı bir renktirler yaşamın içinde hatta rengarenktirler. 

Kitabın ismi mi? O daha sonra şimdilik sizi Parno Graszt- Cade shucar'la başbaşa bırakıyorum.

İyi eğlenceler:)




Gece Onu Dinleyemezsiniz!!!




Dün gazetenin sayfalarını çevirirken böyle bir başlığa rastladım. Gece onu dinleyemezsiniz...Neden dedim kendi kendime neden dinlemeyelim? İlerleyen satırlarda nedeni çıktı meydana. Belki sizler daha önceden biliyordunuz, yaptığı müziği dinlediniz. Ben ise ilk kez duydum adını. Enteresan geldi. Sıra dışı biri. Yaptığı müzik de öyle. Bazen tehditler bile alıyormuş söylediğine göre. Ailesi bile deli gözüyle bakıyormuş ona. Satanist olmadığını Allah'a inandığını söylüyor röportajında. Korku müzikleri yapıyor Emre Aron. Esin kaynağı ise huzur buluyorum, ruhumu dinlendiriyorum dediği mezarlıklar. Gecenin sessizliğinde kayıt yapıyor ve müziklerinde mezarlıklarda yaptığı bu kayıtları kullanıyormuş. 

Dokuz isimli bir albüm çıkarmış. Tılsım, Oda, 13, Lanetli Kukla, Sırat, Sanrı albümdeki parçalardan bazıları. Albüme adını veren dokuzun manası ise mezara ölünün üzerine konan dokuz tahtadan geliyormuş. Parçaları ölüm ve kader teması ağırlıklı. 

Ben Lanetli Kukla adlı parçasını dinledim. Tam bir korku müziği. Emre Aron ile yapılan röportajı okumak ve parçalarını dinlemek için linki tıklayınız. 

Hadi korkun biraz!!!



Avion Travel

Müzik ve kitaplar hayatımın her zaman bir parçası olmaya devam ederken bunu da paylaşmadan edemedim

Avion Travel-Canzone arabbiata