Balık Deniz Atları ve Tavuskuşu


Bugününü güzel bir sergi gezerek değerlendirmek isteyenlere....


Ayşegül Yeşilnil'in "Balık, Deniz Atları ve Tavuskuşu" resim sergisi Tuzla Belediyesi Sanat Galerisi'nde sanatseverlerle buluştu.

Eserleri, Unesco tarafından "Uluslararası ustalık belgesi" ile onurlandırılan Ayşegül Yeşilnil'e ait 55 özgün eser, Uluslararası ressam ve caz sanatçımız Ayşegül Yeşilnil’in özgün fırçasıyla oluşturduğu resimleri 31 Aralık 2011 tarihine kadar Tuzla Belediyesi Sanat Galerisinde izlenebilir.

Eserleri, UNESCO tarafından “Uluslararası ustalık belgesi” ile onurlandırılan sanatçımız geçtiğimiz yıl Meksika Bienalinde, Türkiye’yi başarıyla temsil etmişti.


KİM: Ayşegül YEŞİLNİL Resim Sergisi
NE ZAMAN: 01-31 Aralık
NEREDE: Tuzla Belediyesi Sanat Galerisi Cami Mah. Cumhuriyet Cad. 99/A 

AYŞEGÜL YEŞİLNİL KİMDİR?

1982'de Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü - Tekstil Tasarımı Ana SanatDalı'ndan mezun olan sanatçı, Türkiyede ilk kez Üniversite bünyesinde açılmış olan "Moda Tasarımı" uzmanlık dalına giren ilk öğrenci olarak hocası Ayten Sürür'den tek başına eğitim alarak; Türkiye'de döneminin tek ve ilk Üniversite mezunu moda tasarımcısı oldu. İstanbul Vakko Fabrikası'nda modadesinatörlüğü yaptı. Çeşitli ihracat firmalarında kreatör olarak çalışan Yeşilnil'in tasarımları uluslararasıfuar defilelerinde sergilendi. Ev ve tekne dekorasyonlarına yönelik tekstil ürünleri üretti. İpek ve çeşitli tekstil ürünleri üzerine yaptığı batik çalışmaları, giysi, eşarp ve yastık tasarımları, birçok sanat galerisinde sergilendi. İzmir Devlet Opera ve Balesi için afişler hazırladı.

Güzel Sanatlar Fakültesi - Müzikoloji bölümünün çok sesli korosunda Erdoğan Okyay'dan ve sonrasındaİstanbul'da Nükhet Ruacan'dan Şan eğitimi aldı. 1985 yılından beri yapmış olduğu resimler, caz resimleri ve mitolojik resimlerden oluşan eserleriyle 17 kişisel sergi gerçekleştirdi.

Resim çalışmalarının yanı sıra, 1987 yılından itibaren, birçok tanınmış caz müzisyenleriyle birlikte,profesyonel olarak caz söylemeye başladı.

Caz şarkıları söyleyen ve caz resimleri yapan "tek sanatçı" olan Ayşegül Yeşilnil, birçok konser, caz kulübü ve festival etkinlikleri gerçekleştirdi.

Haberin devamı için aşağıdaki linki tıklayınız...



Kalemliğim:)

Dün elinde sımsıkı tuttuğu, sanki yıllardır toprak altında kalmış ve gün ışığına çıkartılmış ufak eçiş büçüş  keramik bir vazoyla heyecanla kapıdan içeri girdi.

"Bunu sana yaptım, bugünkü seramik dersinde, içine kalemlerini koyarsın ama daha tamamlamadım, boyanması lazım, boyayım öyle vereceğim"

Yüzümdeki gülümseme daha da arttı bu ardı ardına sıraladığı kelimeleri duydukça. Beni düşünerek yapmıştı. Kimbilir ne kadar özendi güzel bir şey çıkartabilmek için. Nasıl da biliyor benim bu tür elişi keramiklere ilgimin olduğunu.

Şeklini incelediğimde aslında hiçte eçiş büçüş olmadığını, mağazalarda 'özel tasarım' adı altında yüzlerce liraya satılanlardan daha güzel olduğunu gördüm. Bir çok kişinin değişik bir ürün çıkartmak için günlerini verdiği keramiği, 45 dakikalık seramik dersinde yüreğinin derinliklerinden gelen duyguyla yoğurmuş hamurunu, kurutmuş, ve herşeyden en önemlisi beni düşünerek yapmış. Nasıl güzel gözükmez gözüme...

Herkes herkes için bir şeyler yapıyor, yapmaya çalışıyor elinden geldiğince ama bir çocuğun yaptığı kadar değerli olabiliyor mu acaba? Bence değil...Hiç bir şey onların küçücük dünyalarından kopup gelenler kadar güzel, saf ve değerli olamıyor. 

En değerli kalemliğim namı-ı değer Eçiş Büçüş:)  (Ne yapalım bütün sanatçıların eserlerinin bir ismi var benim ki de bu). Ama henüz boyamadığı için içine kalemlerimi koyamadım...




SİYAH-BEYAZ-GRİ

Bugün sabah saatlerinde Asya'dan Avrupa'ya giderken her zamanki köprüde trafik tıkandı. (Zaten açık olsa mucizeye girer.)

Keşmekeşin içinde yavaş yavaş ilerlerken bir anda çevremdeki araçların sadece siyah, beyaz ve gri renklerde olduğunu farkettim. Önümdeki kuyruk irili ufaklı çeşitli modellerdeki araçlarda bu renklerde uzanıyordu. Yanımdakiler de aynı. Belediye otobüslerinin yeşil, taksim dolmuşlarının ve taksilerin mecburi sarı rengini saymazsak...

Birden kendimi siyah beyaz televizyon seyredermiş gibi hissetmeye başladım. İçim sıkıldı. Gideceğim yere kadar tek tük değişik renk. Onlarda koyu. Lacivert, bordo vs. Trafik ışıkları bile rengarenk kalıyor yanlarında. Ve tesadüf eseri bir tane kırmızı araba. Bugün bu renkler mi sözleşmiş trafiğe çıkmak için yoksa hergün mü böyle...Tabikii her gün böyle.




Acaba ruh halimiz mi yansımış araçların rengine? Siyah, beyaz ve gri. Renksiz, ruhsuz...

Genelde insanların kıyafetleri de aynı şekilde. Koyu renkler hakim. Kaç kişi kırmızı paltoyla dışarı çıkıyor ya da sarı pantalon veya cart yeşil bir kabanla. Neredeyse hiç yok. Gençler bile koyu renkleri tercih eder olmuş.
Neden? Rengarenk giyinen birine hafifmeşrep gözüyle mi bakılır yoksa. Oysa insanın içini açar değişik renkler. Moral verir, gözüne ışık getirir, gününe neşe kadar.

Galiba biz toplum olarak renksiz bir toplumuz. Ve bu durum ruh halimize de yansımış. Ya da ben mi bugün öyleyim? Dışarı bakın gökyüzü bile griiiii:)

Hepinize rengarenk bir gün dilerim.....

'Yabancı Seyyahlar Gözüyle İstanbul'

'Yabancı Seyyahlar Gözüyle İstanbul'

37 ülkeden, 138 fotoğrafçının 655 fotoğraf karesiyle katıldığı yarışmada ilk üçe Rus, Italyan ve Fransiz fotoğrafçılar girdi.

Les Arts Turcs ve Şengüler Turizm'in düzenlediği "Dordüncü Yabancı Seyyahlar Gözüyle İstanbul 2011" (Istanbul Photo Contest 2011) uluslararası fotoğraf yarışması sonuçlandı.
Ara Güler in onur konuğu olduğu juride Tülin Ersoz, Yazgülü Aldogan, Nihal Gündüz, Ersin Kalkan, Ahmet Yoldar, Selahattin Sevi, Kaan Koç, Kemal Özyiğit, Ercan Arslan, Eyüp Karasakal, Hasan İnsel, Adnan Genç yer aldı.
Dünyanın her kıtasının yoğun ilgi gösterdiği "Dordüncü Yabancı Seyyahlar Gözüyle İstanbul 2011" (Istanbul Photo Contest 2011) uluslararası fotoğraf yarışmasına bu yıl defa Pakistan Kuwait, Saudi Arabistan, Filipinler ilk kez katıldı. Yarışmanın birincisi bir hafta, ikincisi beş gün, üçüncüsü ise hafta sonu İstanbul tatili kazandı.Yarişmanin sergisi ve odul toreni  Yeniyilin ilk ayinda Istanbul Taksim Metro sunda yapiliyor.
Haberin devamı için ve fotoğraflar için linki tıklayınız...
http://bit.ly/uKbAD4




Bana bir kadeh deniz ver Yorgo
Yanında bir şey istemem
Sadece manzarayı değiştir
Mehtabın yıldızın sırası değil
Kendimi beğenmedim
Sapa bir yerindeyim umutsuzluğumun
Kulağımda bir fırtına sesi
Yüreğimde deprem titreşimleri
Gecelerden on sekiz
Deniz gene bensiz
Şu masayı hazırla be Yorgo

Bana bi kadeh deniz ver Yorgo
Hem efkarlı hem huzursuz
Ne zamandır uykusuz
Yüzümde sonbahar gölgesi
İçim terkedilmiş bir dalyan gibi ıssız
O kalabalık mart sokaklarında
Solumda çöl sağımda mavi Akdeniz
Hayalimde eski yeni bir sürü hatıra
Kanadım kırık
Kanım bozuk
Dümen tutmuyor gönlüm yıkık
Şu benim sigarayı yak be Yorgo

Bana bir kadeh deniz ver Yorgo
Gözleri yangın başlangıcı
Kirpikleri kırağı
Rüzgarda uçuşan saçları sersem eder adamı
Lodos desen değil karayel desen değil
Yaşamın en sıcak yazında
Şimşek çakar o bir anda
Kar yağsa arkasına bakmaz
Güneş açar avuçları
Hiç bir limana uğramaz
Kalbi bir yudum su bir dilim ekmek
Tek isteği var Sevmemek
Şu benim tabağı kaldır be Yorgo

Bana bir kadeh deniz ver Yorgo
Gözlerimde kahır birikti
İşte bak yine geçip gitti
Zaman kervanı
Kayalarda kuru bir yosun gibi
Kayalaştım kalakaldım
Elim bağlı gözüm bağlı dilim bağlı
Tutuştumu insanın bir kere
Kalbinde ateş
Ne kadar dövüşse yükselmiyor
Semaya güneş
Günlerden ondokuz
Artık biz yokuz
Şu benim hesabı be Yorgo

Kerem ALIŞIK