'Bir Hikayem Var' diyerek başladık blogumuza. Hepimizin ve herşeyin bir hikayesi var yaşadığımız şu dünyada. Ufacık bir çakıl taşından, ulu çınar ağacına, minicik bir bebekten, yaşlı tonton ihtiyarlara, sevimli bir köpek yavrusundan, denizyıldızına kadar. Bu hikayeler yaşamdan çıkıyor, bizlerin yaşamından. Okuduklarımızı, gördüklerimizi, duyduklarımızı, yaşadıklarımızı kısacası hikayelerimizi paylaşmak dileğiyle...
En iyi değilim, en kötü de.
En cömert değilim, en cimri de.
En kibirli değilim, en mütevazı de.
Hiç kimseyi kandırmamış değilim,herkesi aldatmış da.
Kimseyi yarı yolda bırakmamış değilim,herkesi satmış da..!
Hep iyiliğimden kaybetmiş de
Değilim,kötülük yapa yapa kazanmış da.
Çok başarılı olduğum günler de oldu,dibe vurduğum da.
Sevgi dolu değilim, nefret dolu da.
Barışçıyım, biraz da savaşçı.
Biraz güçlüyüm, biraz zayıf.
Biraz iyiyim, biraz kötü. İyi kötü İnsanım..!
William Shakespeare
Değilim,kötülük yapa yapa kazanmış da.
Çok başarılı olduğum günler de oldu,dibe vurduğum da.
Sevgi dolu değilim, nefret dolu da.
Barışçıyım, biraz da savaşçı.
Biraz güçlüyüm, biraz zayıf.
Biraz iyiyim, biraz kötü. İyi kötü İnsanım..!
William Shakespeare
Yorgunluk
Öyle yorgunum ki bu gece...Sanki bütün dünya benim omuzlarıma çökmüş...
Sanki yeryüzündeki tüm işleri ben yapmışım gibi...
Kahve bile çaresiz kalıyor bu kez...
Hiç bir şey yapmak istemiyorum...Okuyamıyorum, seyredemiyorum, konuşamıyorum...Gözlerim kapanıyor...Kirpiklerim bile ağır geliyor bu gece...
Dünyayla tek bağlantım nefes almak...
Yorgunluğun verdiği bir boş vermişlik var üzerimde...Rüyalara bile izin verdim...
Görecek halim yok sizi hadi başkasının uykusuna bu gece...
Saate bakıyorum, yavaşça boş vermemi fısıldıyor...
Boş veriyorum...
Antik Ölüler Bayramı
Ekim ayının son günleri geldi çattı. Druidlerin ülkesinde tarlalarda balkabağı hasatı başladı. Tüm balkabakları toplandı ve geceye hazırlıklar başladı.
O gece çok özeldi. İnanışa göre o gecede fiziksel dünyayı öte dünyadan ayıran perde en ince şeklini alıyor ve öte dünyadan ruhlar ziyarete geliyordu.
Tüm kasabanın korktuğu bir geceydi Samhain gecesi. Havanın kararmasıyla kapılar sıkıca kilitlendi. Korkunç yüzler oyulan balkabaklarının içlerine mumlar kondu, evlerin kapı eşiğine yerleştirildi. Öte dünyanın varlıklarını evlerinden uzak tutabilmek için gecenin en karanlık saatlerinde tepelerde koskocaman ateşler yaktılar. Yanıbaşlarında hissettikleri gece varlıklarını korkutmak için en parlak giysilerini giyip maskelerini taktılar. Samhain'in batıl inançlardan korunmak için ateşin etrafında toplanıp bir kafa çemberi oluşturdular ve azizlere dua ettiler.
Şafakla birlikte bir antik ölüler bayramını geride bıraktılar ve tarihe karıştılar.
Aradan geçen yıllar Druidleri korkutan titreten öte dünya ruhlarını Cadılar Bayramına dönüştürdü. Öte dünya varlıklarından korunmak için giyilen parlak kıyafetler yerini cadı ve zombi kıyafetlerine bıraktı. Artık insanlar kasabalarını korumak için tepelerde ateş yakmıyor ama yüzyıllar öncesinden gelen balkabağı geleneği devam ettiriyor.
Ne dersiniz elinde süpürgesiyle bir cadı çalabilir mi bu gece kapınızı?
Belki de bir balkabağı:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)