PEACE LOVE & MISUNDERSTANDING...




İstanbul'un koşuşturmalı hayatı içinde içimden şöyle güzel bir filme rastlasam da televizyonun karşısında sakin sakin dünyadan kopmuş bir halde battaniye-kahve keyfi yaparak günün yorgunluğunu atsam diye düşündüğüm günlerden birinde kanalları karıştırırken gördüm Peace Love & Misunderstanding'i. 2011 yapımı. Böyle deli dolu eğlenceli filmler ilgimi çekmiştir her zaman. Tam keyiflik. Başrolde Jane Fonda. Yılların çok ama çok bonkör davrandığı insanlardan biri. Minare yıkılmış mihrap yerinde diyeceğim ama minare de yerinde mihrap ta. Spor ve estetik mucizesi diyelim.

Filmin konusuna gelince Diane iki çocuklu, boşanma aşamasında bir avukattır. Yaz tatilinde çocuklarını annesinin yanına bırakır. Annesi Grace bir çiftlik evinde hayvanları ile hippi hayatı sürmektedir. Günlerini kendi gibi hippi arkadaşları ile halen bir şeyleri protesto ederek ve ay ayinleri yaparak geçirmektedir. Akıllı uslu kızına göre zıt bir hayat süren Grace'in torunları, arkadaşları ve kızıyla olan ilişkilerini komik bir dille anlatıyor film. Ne yalan söyleyeyim filmi seyrederken ara ara şöyle bir büyükannem olmadı ya ben ona yanarım diye geçirdim içimden. Bir aralarda La Boum'daki Vic'in çılgın anneannesine takmıştım. 80 yaşında çılgın gibi araba kullanan, torununa erkek arkadaş ayarlamaya çalışan. Benim öyle bir anneannem ve babaannem olmadı. Her ikisi de oldukça ağır hatunlardı ama çok güzel masal anlatırlardı rahmetliler. Kim bilir belki ben böyle büyükanne olurum torunlarıma çooookkkk uzun yıllar sonra. Tabii ufukta öyle birileri olursa. 

Benim gibi evde film keyfi yapmak isteyenlere tavsiye ederim Peace, Love & Misunderstanding'i...

Hayatın sıkıcı, üzücü ve karanlık tarafından biraz olsun uzaklaşıp gülümseyebilmek için...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder