'Bir Hikayem Var' diyerek başladık blogumuza. Hepimizin ve herşeyin bir hikayesi var yaşadığımız şu dünyada. Ufacık bir çakıl taşından, ulu çınar ağacına, minicik bir bebekten, yaşlı tonton ihtiyarlara, sevimli bir köpek yavrusundan, denizyıldızına kadar. Bu hikayeler yaşamdan çıkıyor, bizlerin yaşamından. Okuduklarımızı, gördüklerimizi, duyduklarımızı, yaşadıklarımızı kısacası hikayelerimizi paylaşmak dileğiyle...
KADINLAR GÜNÜ...
Bu kadar çok kadının katledildiği bir ülkede Kadınlar Günü'nü kutlamak oldukça manidar değil mi arkadaşlar? Bende adet yerini bulsun diye facebookta Kadınlar Günü paylaşımı yaptım ama maalesef gelecekten ümitsiz bir şekilde. En çok endişelendiğim ise her daim gözünün içine bakarak, kokusunu içime çekerek üstüne titrediğim kızımın bu ülkedeki geleceği. Daha çocuk yaştaki kızlara tecavüz edilen ve paçayı kurtarmak için kendi istedi denilen, çocuk gelinleri olan, dövülen sokak ortasında çocuklarının gözü önünde öldürülen kadınlara bir çare bulamayan Türkiye'de Kadınlar Günü'nü kutlamak bana çok saçma geliyor. Adama demezler mi sen kadınına ne kadar değer veriyorsun ki kalkmış utanmadan gün kutluyorsun...Ayranımız yok içmeye misali...
Bu kez elim gitmiyor Kadınlar Gününüz kutlu olsun yazmaya...
GALLER'DEN SEVGİLERLE...
Bir maceranın içindeyim bu günlerde. Issız bir sahilde kelt rahipleri ile Bataklığın Kayıp Tanrılarının peşinden sürüklenip gidiyorum. Adli arkeologlarla kazı yapıp bir cinayetin izlerini sürüyorum. Arada biraz da karmaşık bir aşk hikayesinin içine düşüyorum. Bazen kutsal taş yapıtların arasında, mistik alanlarda tanrılara adanan kurban ritüellerinin izini sürüyorum bazen küçücük bir kulübenin içinde bir kadeh şarap eşliğinde büyülü su perileri, deniz ruhlarının kuzey mitlerini dinliyorum. Demir çağından günümüze yolculuk yapıyorum iki arada.
Kelt rahipleri, kutsal geçitler, mistik alanlar, kuş gözetleme kulübeleri, kazı alanları, hippiler derken gözlerimi kapıyorum ve roman her ne kadar Norfolk sahillerinde geçse de Bataklığın Kayıp Tanrıları Galler'in uçsuz bucaksız soğuk durağan kıyılarına götürüyor beni. Kitabın son sayfalarına yaklaşırken ben de bir kaç fotoğraf paylaşmak istiyorum keltlerin mistik topraklarından...
Kelt rahipleri, kutsal geçitler, mistik alanlar, kuş gözetleme kulübeleri, kazı alanları, hippiler derken gözlerimi kapıyorum ve roman her ne kadar Norfolk sahillerinde geçse de Bataklığın Kayıp Tanrıları Galler'in uçsuz bucaksız soğuk durağan kıyılarına götürüyor beni. Kitabın son sayfalarına yaklaşırken ben de bir kaç fotoğraf paylaşmak istiyorum keltlerin mistik topraklarından...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)