Beyoğlu Sahaf Festivali 2012





Son günlerdeki koşturmadan sonra bugün kendime izin verdim. Sabah günü nasıl değerlendirebilirim diye düşünmeye başladım. Yapacak o kadar çok şey var ki. Yeni vizyona giren Roma'ya Sevgilerle'yi seyretmek istiyorum aynı zamanda Beyoğlu'ndaki Sahaflar Festivali'ne gitmek istiyorum, hava güzel sahilde yürüyüp sonra bir kafede oturup dergi karıştırmak istiyorum, Kadıköy pazarına gidip cümbüşün içinde kaybolmak istiyorum. İstiyorum da istiyorum. Boş günüm ya ne yapacağımı şaşırdım:) Hepsini bir güne sığdıramayacağıma göre bir seçim yapmam gerekiyor ve kazanan (blog takipçilerimin ve okuyucularımın tahmin edeceği gibi:) Beyoğlu Sahaf Festivali oldu. 

Çayımı yudumlarken Hürriyet gazetesinde birde Doğan Hızlan'ın "Eski kitap kokusu ve eski sesler" yazısını da okuyunca kim tutar seni dedim ve soluğu Tepebaşı'nda aldım. 



Tepemde parlayan sıkıcı güneşi saymazsak:( sabah saatleri olduğu için tenha olması stantları daha rahat gezmeme, kitapları daha rahat incelememe fırsat verdi. Bu sene altıncısı düzenlenen Beyoğlu Sahaf Festivali'ne geçen seneye göre daha az sahaf katılmıştı. Geçen sene 72 sahafın katıldığı etkinliğe bu sene 68 sahaf katılmış. 2010'da ise 74 sahafın katıldığını göz önüne alırsak katılım her sene biraz daha azalıyor. 




Stantlarda, her çeşit eski kitap, yerli yabancı 45 ve LP plaklar, eski valizlerin içinde eski resimler, kartpostallar, tiyatro sinema afişleri, posterler, dergiler (Hayat, TV'de 7 Gün vs), fotoromanlar, tablolar, hediyelikler (özellikle Müteferrika'nın standındaki baykuşlara bittim) bulabilirsiniz. Stantlardan yükselen eski parçalarda cabası. 




Yerli kitapseverlerin yanı sıra ziyaretçilerin içinde yabancılarda vardı. Onların ilgi alanları ise gözlemleyebildiğim kadarıyla gravürler, Türk sanatları ile ilgili kitaplar, kartpostallar ve plaklardı. 

Bendeniz her zamanki gibi o sahaf senin bu sahaf benim bir kaç tur atıp her ne kadar "bak evde okunacak o kadar kitap seni bekliyor, tut kendini bir araba kitapla eve dönmeye kalkma, kütüphanede yer kalmadı zaten" diyerek kendimi telkin etmeye çalıştıysam da yine de kitap almadan edemedim ama bu kez hakkımı yememem lazım biraz başarılı olduğum galiba. Binlerce kitabın içinden sadece iki kitap, rengarenk kitap ayraçları  ve ufak bir deniz kabuğu tablosuyla eve geldim.  




14 Ekim'e kadar Tepebaşı TRT binasının önündeki alanda devam edecek olan Sahaflar Festivali'ni bir de büyük usta Doğan Hızlan'dan dinlemek isterseniz linki tıklayınız. "Eski kitap kokusu ve eski sesler".

Hafta sonu için program yapmayan kitap kurtlarına; sahaflar sizi bekliyor...Ben mi ne yapacağım?  Elimdeki kitabı bitirip yeni aldıklarıma başlayacağım. Belki araya bir film sıkıştırabilirim. Neyse şimdilik bu kadar...

Mutlu bir hafta sonu geçirmeniz dileği ile:) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder