Kelimeler yaşlanmaz, ya yazarlar?

Edebiyat sahnesinden erken inen yazarlar


Geçtiğimiz hafta Nobel ödüllü yazar Gabriel García Márquez’in kardeşi Jaime García Márquez, yazarın bunama sürecinde olduğunu ve yazmayı bıraktığını açıkladı. Bir yazarın böyle bir durumu kabullenmesi elbette zor olacaktır. Ancak bir yandan edebiyat tarihine baktığımızda Márquez’in yalnız olmadığını görmek de bir hayli şaşırtıcı. Farklı dönemlerde kendisi gibi pek çok tanınmış yazar muhtelif sebeplerden ötürü kalem bırakmak zorunda kalmış. Hastalıklar, psikolojik sorunlar ve bağımlılıklar, yazarları edebiyat sahnesinden yavaş yavaş uzaklaştırmış.



Bu hafta Flavorwire hazırladığı liste ile edebiyat sahnesinden erken inmek zorunda kalan sekiz yazarı ve ayrılık nedenlerini inceliyor. Sıralama en güncel örnekten, Márquez’den başlıyor;




Gabriel Garcia Marquez


1. Gabriel García Márquez: Jamie García Márquez, yaptığı açıklamada kardeşinin kanser yüzünden bunama sürecinde olduğunu söylüyor. Kemoterapinin yazarın hayatını kurtardığını ancak tedavinin yıpratıcı etkilerinin bunama sürecini hızlandırdığını düşünüyor. Ayrıca Jamie, bu süreçte yazarın huzurlu olduğunu, her gün kitap okuduğunu ve ailesiyle birlikte olduğunu da belirtiyor.










Iris Murdoch



2. Iris Murdoch: İrlanda doğumlu yazar, 1995 tarihli Jackson’ın İkilemi adlı romanının yayımlanmasından kısa bir süre sonra Alzheimer hastalığına yakalanmış ve yazarlık kariyeri anında sonlanmış. O zamanlar bazı eleştirmenler de romanın sade bir dille yazılmış olmasını hastalık belirtisi olarak değerlendirmiş. Sonunda hastalık, yazarı Oxford’daki evinde acınası bir halde ölüme terk etmiş.









Eugene O'Neill




3. Eugene O’Neill: Hayatı boyunca verem ve sıtma dahil olmak üzere birçok hastalıkla mücadele etmiş oyun yazarı, 1941 yılında Parkinson hastalığına yakalanmış. Zaman sonra ellerindeki titreme kötüleşince de yazmayı bırakmak zorunda kalmış. Sonraları eserlerini başkalarına yazdırmayı denemiş ancak başarısız olmuş.









E.B. White


4. E. B. White: Amerikalı yazar, ömrünün sonlarına doğru tıpkı Márquez gibi bunama sürecine girmiş. Bu süreçte hem yazarken hem de konuşurken zorluk çekmesine rağmen son anlarına kadar espri anlayışını hiç kaybetmemiş. Tabii ki ailesi ve arkadaşları her zaman en büyük destekçileri olmuş. Hatta son aylarında oğlu Joel, yazdığı kitapları babasına okuyormuş.










Ernest Hemingway



5. Ernest Hemingway: Alkol bağımlılığından depresyona binbir türlü rahatsızlıkla uğraşmış ünlü yazar, 60’lı yıllara gelmeden yazmayı bırakmış. Yazar A. E. Hotchner’e göre o yıllarda Hemingway’in bir taslak üzerine saatlerce düşündüğü olmuş ancak ne yazık ki yazmayı bir türlü becerememiş. Hotchner, yazarın sürekli kendisini öldürmeyi düşündüğünü ve elinde silahla uzaklardaki dağlara baktığını anımsıyor.










E.M. Forster



6. E. M. Forster: Listedeki diğer isimlerden farkı olarak İngiliz yazar, ölümünden tam 46 sene önce yazmayı bırakmış. Sebebinin ise 38 yaşında bekaretini kaybetmesi olduğu düşünülüyor. Forster, birkaç yıl önce bulunan günlüğünde cinselliğin daha ünlü bir yazar olmasını ve kitaplarının basılmasını engellediğini yazmış. Bekaretini Mısır’daki bir sahilde yaralı bir askere verdikten sonra itibarını etkileyen konular üzerine yazamayacağını belirtmiş.











Jane Austen



7. Jane Austen: İngiliz gerçekçilik akımının en önemli kadın temsilcilerinden sayılan Austen, ömrünün son demlerine kadar yazmayı sürdürmüş. Göğüs kanseri ile yıllarca savaşan yazar, ölümüne dört ay kala yazmayı bırakmak zorunda kalmış.









Arthur Rimbaud



8. Arthur Rimbaud: Viktor Hugo’nun ‘Küçük Shakespeare’ lakabını taktığı Fransız şairin hikayesi tam bir muamma. En verimli dönemini gençlik yıllarında yaşayan şair aniden yazmayı bırakıp Doğu Afrika’ya yerleşmiş ve ölene kadar tüccarlık yapmış. Bu yüzden yazmayı bırakmak zorunda mı kaldı yoksa kendi isteği ile mi bıraktı tam olarak emin olamıyoruz.

  

Sabit Fikir'den alınmıştır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder