12 Ağustos'da ilk olarak bahçemde seyretmeye çalıştım ama elektrik idaresinin sitedeki evlere yapmış olduğu kendilerine göre dev kıyak sayesinde (her iki evden birinin bahçesinin yanına elektrik direği diktiler) bizim bahçe gündüz gibi aydınlık olduğundan gökyüzünü pek göremediğim için sahile gittim. Sahil sessiz, sakin sadece dalgaların sesi geliyor. Tepede yıldızlar, ayaklarımın altında kum, denizden gelen serin esinti ve kulağımda dalgaların tatlı mırıltısı. Meteor yağmurunu seyretmek için bundan romantik bir ortam daha olamazdı herhalde.

Veeee işte ilk kayan yıldızı gördüm ve dileğimi diledim. Peşinden ikincisi, üçüncüsü...Gerisi peşpeşe geldi sonunda saymayı bıraktım. Her defasında kayan yıldızla işte bir tane daha diye bağırdım içimden. O gece oracıkta yıldızların altında, denizin tatlı ninnisiyle uyuyabilirdim ama oldukça geç bir saatte artık gitme vaktimin geldiğini düşünerek yavaş yavaş evin yolunu tuttum.
Bu güzel geceyi yaşatan meteor yağmurunun, meteorların dünya atmosferine girdiği zaman uzayda bıraktıkları belirgin ışık izinin havanın yüzeyine sürtüşmesiyle çıkan görüntü olduğunu söylüyor gökbilimciler.
İlgilenenlere duyurulur. Ankara Üniveritesi Rasathanesinin sitesine göre bu yıl içinde iki kez daha meteor yağmuru izleyebileceğiz. İşte tarihleri:
17 Kasım 2011 Lenoid Akanyıldız yağmuru. Saatte 10-15 tane izlenebilecek.
14 Aralık 2011 Geminid Akanyıldız yağmuru.
O tarihlerde havanın açık olması dileği ile iyi izlemeler:)
Tasvir ettiğiniz ortamda gökyüzünü, yıldızları seyretmek, bende hiçlik duygusu yaratıyor. Hayatta kalmak, biraz daha yukarı çıkabilmek adına içinde kıyasıya mücadele ettiğimiz ve çok büyük sandığımız dünyamızın evrende belli belirsiz bir nokta kadar olduğunu düşünüp, hayatı sorguluyorum.
YanıtlayınSilOkunası bir yazı,
Varol TAMER
Teşekkürler:)
YanıtlayınSil